Anasayfa / Yetişkin / MAKALELER / BEN GİDİYORUM: Ya gönderme ya geri getir


  
BEN GİDİYORUM: Ya gönderme ya geri getir
Bazı çiftlerin ilişkileri, sürekli bir “gitme”, “ayrılma”, “boşanma” tehditleri etrafında şekillenir. Bir kavga esnasında eşlerden biri her şeyin biteceğini, ayrılmaları gerektiğini, gideceğini söyler. Eşi gidemeyeceğini söyledikçe, o daha fazla ve yoğun olarak gitmek istediğinden bahseder. Bazen, hatta çoğunlukla da hazırlanır ve bulunulan ortamdan ayrılır. Ayrılırken gideceğini, bir daha dönmeyeceğini, kesinlikle onu takip etmemesini, yeniden birleşmeyi hiçbir şekilde düşünmediğini söylemeyi de ihmal etmez terk ederken. Geride kalan kişinin önünde görünen iki alternatif vardır:

İlk alternatif eşinin söylediklerini ciddiye almayacak ve eşinin gitmesine izin vermeyecek, verdiyse bile onu geri getirmek için uğraşacaktır. Böyle bir durumda eşinin yanına gittiğinde önce ciddi dirençlerle, “neden geldin, seni istemiyorum”larla karşılaşacaktır. Yeterince sabırlı davranabilirse, eşi yumuşayacak ve ilişki kaldığı yerden devam edecektir. Kaldığı yer de yeni terk etme-yeniden başlama süreçlerini defalarca yeniden yaşamak anlamına gelecektir.

İkinci alternatif ise eşinin gitme ve bitirme isteğini ciddiye alacak ve gerçekten ilişkinin bittiğini kabul edecektir. Bu durumda yaşanan sahne genellikle şöyle sonuçlanır: giden eş, bir süre sonra sakinleştiğinde yeni bir krizin eşiğine gelecektir. “Demek ki beni hiç sevmemiş, sevseydi arkamdan gelirdi” derdiyle uğraşmaya başlayacaktır. Sürekli telefonlarını kontrol edecek, bir yandan eşinin telefon etmesi halinde eşini nasıl küçük düşürebileceğinin, ona haddini nasıl bildireceğinin iç konuşmalarını yaparken, diğer yandan aramazsa neler yapabileceğinin endişelerini taşıyacaktır. Eşinin aramaması ya da gelip onu almaması halinde ise eşini kendisi arayacak, kavgaya başka bir boyuttan devam edecektir. Bu boyuta da genellikle, “sen beni zaten hiç sevmedin”, “benim senin için hiç değerim yokmuş”lar eşlik edecek ve gelmeyen eşin kendisini suçlu hissetmesi sağlanacaktır. Eşinin onu sevdiğini ispat etmesi beklenecek, bu olmadığı sürece de rahatlama yaşanamayacaktır.

Aslında bu “gitme-göndermeme”, “gönderme-geri geri getirme” kısırdöngülerinin kırılabileceği ilişkinin içinde yaşarken fark edilemeyen, düşünülemeyen bir üçüncü alternatif çözüm yolu vardır. Bu alternatife ulaşmak için hem gitmeyle tehdit eden hem de gitmeyle tehdit edilen iki kişinin de şu soru soruları sormaya başlaması önemlidir:

1. İlişkimizde aslında neyi yoluna koymamız gerekiyor?

2. İlişkimizde ne oluyor ya da ne olamıyor da, bu ilişki “ayrılık” tehditleri sayesinde yürüyor?

3. Birbirimize söylemediğimiz-söyleyemediğimiz hangi kırılganlıklarımız bizim yakınlaşmamızı engelliyor? Sevilmeme endişesi?...  Sevildiğimizi, önemsendiğimizi, değer verildiğimizi ancak eşimizin her defasında ardımızdan gelmesi sayesinde kanıtlama ihtiyacı?... Yakın ve içten ilişkilerde kaybolma, yutulup gitme, kendi benliğimizi kaybetme korkusu?..., vs. vs. vs….

4. Ben bu ilişkide ne yapıyorum ya da neyi yap(a)mıyorum da ayrılıklar sürekli gündeme geliyor?

Bu üçüncü alternatif çözümde hem eşlerin karşısındakini değil kendini değerlendirmesi, hem de ilişkilerini değerlendirmesi gerekir. Bunları yapabilmek ise çok zordur: Hem değerlendirmek, hem de uygun çözüm yollarını bulabilmek için uğraşmak gerekir. Her durumda değişim kaçınılmaz olacaktır. Belki de bu yüzden bu çözüm yolu ilişkilerde en az fark edilen hatta çoğu zaman görülemeyen bir yol olur…

SEÇİL ÖZBEKLİK
Uzman Psikolojik Danışman