ANNE BABALARIN FEDAKARLIK SINIRI
Özveri: “Bir amaç uğruna veya gerçekleştirilmesi istenen herhangi bir şey için kendi çıkarlarından vazgeçme, fedakârlık” olarak tanımlanmaktadır (Türk Dil Kurumu, Güncel Türkçe Sözlük).
Buradaki tanıma bakıldığında, anne baba olmak tam anlamıyla bir özveri sanatı sayılabilir. Çocukların sağlıklı, mutlu ve iyi bir hayat geçirebilmeleri için anne babalar birçok isteklerinden vazgeçer, çocukları için pek çok sıkıntıya göğüs gererler. Bununla birlikte anne babaların göğüs gerdikleri fedakârlıkların ne kadarının gerçekten çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olduğunu ara sıra da olsa düşünmelerinde fayda vardır. Diğer bir deyişle anne babaların bazen kendilerine şu soruları sormaları yerinde olur:
“Yaptığımız fedakârlıkların ne kadarı çocuğumuz için gerçekten gereklidir?”
“Çocuğumuz için nelerden vazgeçmemiz gerekir?”
“Kendimiz için vazgeçtiğimiz şeyler çocuğumuzun iyiliğine yol açmakta mıdır?”
Bu soruların yanıtını verebilmek için anne babanın çocuğu için üstlenmesi gereken asli görevlerin neler olduğunun çerçevesinin çizilmesi gerekir. Bu görevler bakım, kontrol ve gelişim ihtiyaçları olarak üç ana grupta toplanabilir. Anne babanın, çocuğun sağlıklı büyüyebilmesi için üstlenmesi gereken bu görev ve sorumluluklar şöyle özetlenebilir:
1. Bakım Görevleri: Bunlar çocuğun hayatta kalabilmesi için ihtiyaç duyduğu temel anne- babalık görevleridir. Üç maddeye ayrılarak incelenebilir:
• Fiziksel Bakım: Anne babalar çocuklarının hayatta kalabilmesini sağlamak için çocuğun temel fiziksel ihtiyaçlarını (yemek, sıcaklık, barınma, giyim, temizlik, uyku, vs.) karşılamalıdırlar. Gelişimini devam ettirebileceği kadar yemek, üşümekten ve çıplak kalmaktan koruyan giysiler, çok lüks olmasına gerek olmayan bir ev, takıntılı hale gelmeyecek temizlik ve hijyen, çocuğun ihtiyaç duyduğu kadar uyuyabilmesi için ortam hazırlayabilmek gibi temel bakım görevlerinin yerine getirilebilmesi aslında çoğu zaman çocuk için yeterli olacaktır.
Burada ayrıca anne-babanın çocuğu önlenebilir hastalıklardan ve önlenebilir kazalardan koruması gerekir: örneğin aşılarının tamamlanması, gerekli sağlık kontrollerinin yapılması, camlar veya merdivenler için gerekli minimal önlemlerin alınması, daha çok küçükken tek başına sokakta olmasına izin verilmemesi gibi şekillerde.
Bunun yanında anne babanın, çocuğun başına gelen herhangi bir kaza ya da hastalıkta zamanında müdahale ederek, çocuğun tedavisini karşılayabilmeleri beklenmektedir. Burada da çocuğun tedavisi için çok lüks hastaneler veya çok tanınmış doktorlar değildir gerekli olan; çocuğun iyileşebileceği ortam ve şartların sağlanabilmesi yeterli olacaktır.
• Duygusal Bakım: Çocuğun kaygı, korku veya önlenebilir duygusal travmalardan korunması da anne babaların temel görevlerinden biridir. Burada çocuğa kayıtsız şartsız, olduğu haliyle sevildiğini ve önemsendiğini öğretebilmek, birey olarak saygı duyulduğunu hissettirebilmek, üstlenebileceği oranda görev, sorumluluk ve seçim şansı sunabilmek önem taşır.
Çocuğun mutlu bir ortamda yetişmesinin sağlanması da yine anne babanın görevidir. Anne babaların bu temel görevi bazen yanlış anlaşılır. Çocuğun her istediğini yapmak, çocuğa hiç müdahale etmemek, çocuğun baş edebileceği oranda görev ve sorumluluğu çocuk yerine üstlenmek çocuğa daha fazla sevgi vermek anlamına gelmemektedir. Unutulmamalıdır ki, her anne baba çocuğunu kayıtsız ve şartsız sever. Önemli olan bu sevginin çocuğa yansıtılabileceği ilişkilerin kurulabilmesidir.
• Sosyal Bakım: Çocuğun aile ortamı dışında bir hayat kurabilmesi için arkadaşları ve diğer yetişkinlerle iletişim kurabileceği ortamların yaratılması da anne babaların temel görevlerindendir. Bazı durumlarda anne babalar çocuğun yemek, uyku, sağlık, eğitim gibi ihtiyaçlarına gereğinden fazla önem vererek çocuğun sosyal ortamlara (aile toplantıları, kreş, park/oyun alanları, gibi) girmesini istemeden de olsa engellemektedirler. Bazı durumlarda ise, sosyal olması için çocuk o kadar çok ortama sokulur ki ne çocuklar dinlenmeye fırsat bulabilirler, ne de anne babalar çocuklarıyla özel ilişkiler kurabilme güzelliğini tam anlamıyla yaşayabilirler.
2. Kontrol Görevleri: Çocuklara yaşına ve kültüre özgü kural ve sınırlar koyarak, çocuğun toplum içinde ihtiyaç duyacağı davranış kalıpları geliştirebilmesine yardımcı olmak ve kendini koruyabilmesine olanak sağlamak için gerekli olan anne baba sorumluluğudur. Çocuklar anne babaları başta olmak üzere yetişkinlerin koyacağı yaşlarına ve yaşadıkları kültüre özgü sınırlara ihtiyaç duyarlar. Günümüz anne babalarının en fazla zorlandıkları alanlardan biri çocuğu kontrol etmek ve sınır koymak üzerinedir.
Bazı durumlarda anne babalar gereğinden fazla demokratik olma çabasına girişirler. Çocuğa kural koymanın çocuğu engelleyeceğinden endişelenirler. Bazı durumlarda ise kural ve sınır koymaları halinde çocuğun bağımsızlaşamayacağına, birey olamayacağına, özgüvenini yitireceğine dair kaygılar yaşarlar. Halbuki çocuk sınıra ve gerektiği kadar kontrol edilmeye ihtiyaç duyar. Sınır ve kural koymak, çocuk kendi kararlarını verecek kadar olgunlaşana kadar üstesinden gelemeyeceği sorumlulukların yol açabileceği zararlardan çocuğu korumak anlamına da gelir.
Buradaki kontrol sorumluluğunda anne babaların hatırlaması gereken şeylerden biri de kontrol ve sınırların karşılıklı haklar ve sorumluluklarla ilgili olduğudur. Yani, çocuk kadar anne babanın da hakları vardır ve sorumluluklarını yerine getirebilmek için bu hakları kullanabilmesi gerekir. Örneğin, yorucu bir gün geçirdikten sonra en azından belli bir saat itibariyle anne babanın dinlenmeye ihtiyacı olur. Bu noktada anne babalar “Çocuğumuz bizi özlüyor. Bizim dinlenmeye hakkımız yok. Çocuğumuz akşamları istediği kadar bizi görebilmeli” dedikleri anda hem çocuğun uyumasını, hem de kendilerinin dinlenebilme haklarını engelliyor olurlar. Aynı zamanda dinlenmediklerinde, ertesi güne yorgun başlayarak çocuklarına karşı belki de daha sabırsız olacaklarını, toleranslarının azalacağını göz önünde bulunduramayabilirler.
3. Gelişim Görevleri: Bu görev, çocuğun gelişimi için çocuğa sunulan eğitim ve maddi olanaklarla ilgilidir. Her anne baba çocuğu için en iyi şartlarda eğitimi sağlamayı ister. Çocuğunun resim, müzik, spor gibi alanlarda yeteneklerini değerlendirebileceği çeşitli olanakları çocuğuna sunmayı ister. Aynı zamanda her anne baba çocuğunun belirli sosyal, kültürel ve insani değerlere sahip olarak büyüyebilmesini ister. Buna rağmen bazen şartlar çocuğun yeteneklerini geliştirebileceği fırsatları sağlayabilmesini engelleyebilir. Burada anne babanın özveri sınırı “yetebileceği oranda ve elinden geldiğince” olmalıdır.
Çocuğun yaşı geldiğinde okula gönderilmesi ve çocuğun minimal şartlarda da olsa okuyabilmesine yetecek oranda imkânların (örneğin kitap ve kırtasiye giderleri, çocuğun akademik ve sosyal durumuyla ilgilenebilme gibi) sağlanabilmesi kesinlikle gereklidir. Bazı alanlarda yeteneği olan çocuklar çoğunlukla okullar tarafından fark edilerek uygun aktivitelere, uygun şartlarla yönlendirilirler. Maddi durumu yetersiz olan anne babaların burada çocuğa zaman yaratabilmesi ve ilgi göstermesi yeterli olur. Maddi şartların ve zamansal olanaksızlıkların bu görevde sıkıntı yaratabildiğini görebiliyoruz.
Ancak günümüz koşullarında büyük şehirlerde sıklıkla karşılaşılan başka bir durum daha gözlenir: her aktiviteye koşulan, her şeyden haberdar olunması beklenen, her alanda başarılı olması beklenen, çocukluğunu yaşayamadan yetişkin olmaya zorlanan çocuklar… Örneğin daha anaokulu yıllarından başlayarak basketbol, bale, piyano, yabancı dil, binicilik derslerini aynı anda almaya zorlanan ve kendine ait oyun saatleri kalmayan çocuklarla karşılaşılabilmektedir. Çocuğunu bütün bu aktivitelere aynı anda gönderen anne babalar da aslında maddi olanaklarını ve zaman yaratmaya gereksiz yere bir uğraş içerisine girerler. Bu kadar aktivite aynı anda bir çocuk tarafından yürütülemez; bir süre sonra çoğunlukla çocuk bunalıp bütün aktivitelerden vazgeçebilir. Buradaki temel hedef çocuğun yeteneği olan alanda desteklenebilmesidir.
Yukarıda sıralanan maddeler yani bakım(fiziksel, duygusal ve sosyal), kontrol ve gelişim görevleri anne babaların çocukları için üstlenmesi gereken temel görevlerindendir. Sadece temel olan görevleri yerine getirebilmek dahi oldukça fazla fedakârlık gerektirir. Anne babaların sınırlarını gerçekten çok zorlayarak yerine getirmeye çalıştığı yukarıda bahsedilen temel görevlerin dışındaki fedakârlıklar, hem anne baba, hem de çocuk için yarardan çok zarara yol açabilir. Çocukların ihtiyacı olan çok fedakâr anne babalar değil, sadece “yeterince iyi” olabilen anne babalardır.
SEÇİL ÖZBEKLİK
Uzman Psikolojik Danışman
*Bu makale Çocuğum ve Ben Dergisi, sayı: 55, Şubat 2008’de yayınlanmıştır.